Yazının Sihirli Gücü
Başarılı ve mutlu olmak isteyen genç bir üniversite öğrencisi, bu konuda
kitap yazmış bir profesöre gider. Kendine başarılı ve mutlu olmanın
yollarını öğretip öğretemeyeceğini sorar. Profesör öğrenciye bu konuda
yardım edebileceğini söyler ve şu öğüdü verir:
“Bir konuda hedefine odaklanırsan, dikkatin o hedefe odaklanır ve sonuca
gidersin. Hayatını hedef belirlemeden geçirirsen, hayatın kararsızlık
ve sıkıntı dolu geçer."
Çünkü o zaman senin için her şey zaman geçirici ve oyalayıcı olmaktan
öteye gitmez.Ayrıca çeşitli zorluklar karşısında dayanma gücü
bulamazsın. Hedefin yoksa sahip olduğun potansiyelin hiçbir anlamı yoktur. Mesela
, barajı olmayan bir akarsuyunun suyu faydasızca akar gider.Eğer
hayatın efendisi olmak istiyorsan hedeflerinin bir listesini yap.
Bunları kağıda dök. Hatta bunları kağıda çizgisel olarak dahi
dökebilirsin.” der.
Delikanlı, profesörü dinler ve ona şu cevabı verir;
-Hocam söyledikleriniz çok güzel fakat benim hedeflerimi kağıda yazmanın
hiçbir anlamı yok. Ben senelerdir bu hayalleri düşünüyorum.
Profesörün ısrarlarına rağmen delikanlı hedeflerini kağıda dökmeye yanaşmaz.
-Peki der profesör ve delikanlıyı yan odaya alır.
Delikanlı yan odaya geçince kapı arkasından aniden kapanır. Odanın
arkasında koşuşturma sesleri duyulmaya başlanır. Çğlıkalr ve bağrışmalar
birbirine karışmaktadır. Önceleri, öğrenci olanlara bir anlam veremez
ve duyduklarını pek ciddiye almaz. Ancak “Bu bina bir dakika sonra
patlayacaktır” şeklinde bir anonsu duyunca telaşlanmaya başlar.Bu esnada
önündeki projeksiyonda yansıyan bir yazıyı görür.
“Bu bina bir dakika sonra patlayacaktır.”
Delikanlı bu yazıyı görünce iyice telaşlanır ve kapıya yönelir. Ancak
kapı kilitlidir. Bağırmaya ve kapıyı tekmelemeye başlar. Bu sırada
ekranda geri sayım başlamıştır. “59, 58, 57, …”
Delikanlı artık tam bir panik içerisindedir. Kapı açılmayınca pencereye
doğru koşar, ancak pencerelerde demir parmaklıklar vardır. Bu arada
saniyeler “30, 29, 28, …” diye geriye doğru ilerlemektedir. Tekrar
kapıya yönelir ve tüm gücüyle kapıyı yumruklayıp, avazı çıktığı kadar
bağırmaya başlar. Zaman iyice azalmıştır. “10, 9, 8, …” O sırada kapı
açılır ve yazar içeri girer.
-Ne oldu evladım bu panik ne, diye sorar.
-Derhal buradan kaçalım. Burası birazdan patlayacak diye bağırır delikanlı.
Profesör gayet sakin bir şekilde:
-Hayır, öyle bir şey yok nereden çıkardın bunu diye sorar delikanlıya.
Delikanlı şaşkın bir şekilde bilgisyar ekranındaki yazıyı gösterir.
-Ama orada öyle yazıyordu.
-Öyle mi, der profesör. Yazı, demek bu kadar önemli. Öyleyse hadi gel, hedeflerimizi yazmaya başlayalım.
0 yorum:
Yorum Gönder